Bilisim
vuslat4
DURMAK YOK “DUA”YA DEVAM!
Dualar ikiye ayrılır. Kavli dualar ve Fiili dualar. Kavli dualar sözle yapılandır. Dil, dudak ve kalbin ellerle bütünleşerek yaratana yönelmesidir. Fiili dualar ise bir kötülük gördüğünde el ile düzeltmektir. Ona gücün yetmiyorsa dil ile düzeltmektir. Dil ile de bu imkâna sahip değilsen kalbin ile buğz etmektir.
“Dua Mü’minin silahıdır” buyuruyor yüce Resül. Bu silahı kuşanmak kişiye hiçbir risk getirmeyeceği gibi çelikten zırh gibi donanmasına da vesile olacaktır. Yirmi dört saat boyunca sığınacağımız tek merci, yalvarıp yakaracağımız tek makam ve otorite olan Allah bizim mal ve mülkümüze, makam ve mevkiimize, meşrep ve mezhebimize, siyah beyaz oluşumuza bakmaksızın her an yanı başımızdadır. Hatta bize şah damarımızdan çok daha yakındır.
Bugün, günde kırk defa huzuruna durup, namazlarda okuduğumuz Fatiha’yı okuyup anlamı üzerinde yoğunlaşmaya ne dersiniz dostlar? Cemaatle kıldığımız farz namazlarda imamın sesli kıraatinin ardından olanca içtenliğimizle “AMİN! diye mukabelede bulunuşumuz ne manaya gelmektedir.
Cemaat sevabına ermek ve camideki manevi hazzı yakalamak adına oluşturduğumuz cemaat bağını AMİİN! Diyerek güçlendirirken okunan Fatiha suresinin anlam ve önemini birey ve toplum hayatımızda ne kadar içselleştirebildik, hiç düşündünüz mü? Hatta Fatiha Suresini okurken kalbimizi, kafamızı ve kalıbımızı öbekleşmiş olan tüm kirliliklerden, çirkinliklerden ne kadar arındırabildik dersiniz?
Her gün bilerek ya da bilmeyerek beynimizde, bedenimizde ve bağrımız da oluşturduğumuz şehevi, nefsanî arzu ve istekleri ne kadar minimum seviyeye taşıyabildik sizce? Her Fatiha okuyuşumuzun ardından söylediğimiz “Veleddalliiiiiin!” cümlesinin ne mana içerdiğini hiç araştırma gereği duyduk mu? Kuran’ın özü ve anahtarı, Kuran’ın kapısı olan bu Fatiha Suresini iyi anlamak, söylem ve eylemlerimizi onun getirdiği ilkeler doğrultusunda anlamlandırmak gerekir.
Yeni Dünya Dergisi’nin şehrimizde düzenlediği Konferansa katılan kıymetli hocam Dr. Mehmet SÜRMELİ Beyefendi’nin “Kuran’ı okumak ve anlamak” üzerine yaptığı Kur’an ziyafeti sırasında gündeme getirdiği bu konu üzerinde tüm müminlerin gündem oluşturması gerektiğini düşünüyorum.
Duamız davamız için olmalı değil mi dostlar? Bizim davamız kuru cihangirlik davası değil ki. Davasını kendi gönlünde ve yüreğinde içselleştiren bir şaire kulak verelim mi? “Rabbena, ya Rabbena! Gülmez yüzüm; güldür melalim kalmasın. Sen “ Azizünzüntikam” sın, intikam al; al da zalim kalmasın. İttihat yok, parçalanmış Müslümanlar; kan-revan ağlar gezer, Ya İlahi, bir Ömer, bir Murtaza gönder; mezalim kalmasın…”
Bu düşüncelerle Fettah olan Allah (cc)’ın gönderdiği kitabın kalbi olan Fatiha Suresi’ni bir kez daha okumanızı tavsiye ediyorum. O halde durmak yok Dua’a devam dostlar! Ey hamd ve şükre layık olan, tek otorite olan ve âlemlerin rabbi olan yüce Allah’ım! Rahman ve rahim olan, ağaran ve kararan yüzleri gün yüzüne çıkaran sensin, Geceyi gündüz, gündüzü gece yapan, din gününün sahibi yine sensin.
Biliyorsun ki, senden başka gidecek kapımız, senden başka sığınacak mekânımız yok ki. Bizler yalnız sana ibadet eder ve kulluğumuzu sadece sana arz ederiz. Bizleri senin yoluna ilet. Karunların, Nemrutların, Abdulah b.Sebe’lerin yoluna iletme Allah’ım! Hatta bize öyle bir güç ver ki elimizle, dilimizle, kalbimizle ve tüm hücrelerimizle zamanın çağdaş ikonlarına karşı direnebilelim! Bizleri sana yabancılaşan, fıtrata uzaklaşanlardan ve vahye hayat hakkı tanımayanlardan eyleme!
Bizleri kimliksiz, omurgasız ve silik bir şahsiyet, ölü bir ruh, çıkarcı bir tavırla yaklaşanlardan kılma. Söylem ve eylemlerimiz senin “BİR”liğin için olsun! Bizleri dünyada ve ukba’da zelil ve hakir duruma düşürme Allah’ım!
Çünkü her türlü onur, şeref ve haysiyet seninle olmakta, seni hayata taşımakla mümkündür Allah’ım! Bizleri güç ve iktidarı eline geçirip şımaranlardan değil başarı ve muvaffakiyet verdiğinde onu ahlak ile taçlandıranlardan kıl Allah’ım!
HÜSEYİN EMRE AKTAŞ
Vuslat Ani yazilarinin devami: 1 2 3 4 5 6 7 8
Bugün 88 ziyaretçi burdaydı!